This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

Wednesday, July 28, 2010

Göçmen Kuşları Yakaladım


Kuşlara son dönemde gösterdiğim ilgi malum. Akşam iş çıkışında uğradığım YKM'de omzuma konan kuşları gördünüz mü?. Kaptım eve getirdim..


Bu da bizim evin arka balkonundaki saksıyı kendisine yuva belleyen kuşun yavrucukları. Ne kadar küçükler.. Kısa zamanda doğup uçmayı öğrendiler. Bi gün baktık ki gitmişler :) Hayat işte...

Ba-yıl-dım ! (Senaryolu Versiyon)

Ay bu bunaltınç sıcaklarda yarı wishlist tadında bir post atarsam acaba bu cicileri almış kadar olur muyum? Hani derler ya "-ayy canım düşünmen yeter" diye. Yalan. Valla yalan billa yalan.. Hiç bi zaman almış kadar olmıycam. Hep alıcam... Hep almak istiycem..! *

*Pardon beni sıcakla karışık can sıkıntısı çarptı sanırsam.. Sorryy..

Konuşma balonu efekti yapalım;

-Ne kadann güzelsiniz bağyann
- Ayy be adam girme dibime kadar!
-Ay ama size inci gerdanlık takmak istiyorum. Bakınız taktım (klips! sesi)
-Hii! neden baştan söylemediniz, kalbinizi kırmadan önce...
-Lafımı olur. Siz ki sezonun puantiye modasını yakalamış bir sarışınsınız...
-Cömert olduğunuz kadar modadan da anlıyorsunuz..
-Çok güzel elmalı kurabiye yaparım ayrıca..
-Deme !!
Sevgili Şirret... Artık tatile çıkman için bu kısa notu sana yazıyorum... Bu sana son uyarıdır. Hala yeterince beyaz,  yeterince kızıl ve yeterince çatlakken, birikmiş 32 gün yıllık iznin varken, Y. Lisans derslerin başlamamışken lütfen git şu tatiline !!!   Sevgiler... -Şerbet


Patlamış mısırın insanı depresif yaptığını biliyor muydunuz?  
 Hem yüzük hem ayakkabıda mikemmel renk uyumuna dikkatinizi çekerim..

Mesela hem bu çantayı kullanıp hem de bu ayakkabıları giyebilir miyim ? Nasa'nın pilotları o roketi uçuruyor olabilirler ama acaba evdeki kavanozun kapağını tek hamlede açabiliyorlar mı? O_o

Tam deli saçması oldu. AMAAANNNNN. Olsun:)

Monday, July 26, 2010

Oyee Design'ın Ayakkabıları İtinayla Arzu Edilir...


Ayakkabıyı sadece giymekle yetinmeyen, ona adeta bir hayat arkadaşı olarak yaklaşan insanlardanım. Dolayısıyla Oyee Design'ı görünce OMG! diye koyverdim gitti. Ama bir bakar mısınız.. İnsana kendini bir Tim Burton karakteri gibi hissettirmez mi şimdi bu yavrular ??

Dikkat ! Tasarım işi.. Can yakabilir..
Daha fazlası için tık tık !

Topuk Koruyucu Mucize gel beni bul !!!


Görünce hafiften şaşırdım çünkü son günlerde tam da bunun gibi bir şeye ihtiyacım olduğunu düşünüyordum. Pembe ayakkabılarım düz yolda yürüyememe özürüm nedeniyle telef oldu. Yastayım. Meğer ki elalemin ecnebisi bunu da çözmüş. Topuk Koruyucusu. Valla fevkaladenin fevkinde hareket.. Fiyatı ise 11.95 $

Saturday, July 24, 2010

Yatağımın Altından Çıkanlar



mangAnime dergilerimi ararken -ki yatağımın altında tozlu karanlıklar içinde bolca çabalamam gerekti- bulduğum şeylere de bir bakın hele :)

X-Men'le rahat uyuyabilirim




Türkçe ama olsun.. Ben orjinal dilinde seviyorum..
 
Çiziktirmeler

Üniversite odamın duvarını süsleyen posterimsi canlılar:)

<>
Unicef kartından suluboya kopyalamaca ve sürekli ağlayarak yakışıklıyı denizkızına kaptıran ağlak bebenin hikayesi...

Herkesin yatağının altında yaşayan bir hikayesi var. Benimki de bunlar gibi işte..

" mangAnime" Dergilerim ve Anime Anılarım



Benim animeyle tanışmam TRT'nin yayınladığı Sailormoon (Ay Savaşçısı) denen anime ile başlar. Çocukluğumun her hafta sonunu Walt Disney'in sincapları ve Donald Duck'ı ile geçirdikten sonra (yanlış anlamayın onlar da güzeldi. Hele ki o sincapların kışın mısır patlatmalarını hatırlar mısınız? ^_^) artık benim daha üst bir levele geçmem gerekiyordu. İnternetin de hayatıma girmesiyle arama motorlarında karşıma çıkan animeleri görünce dibim düşmüştü resmen. Etrafımdaki kimsenin ise böyle bir varolma biçiminden haberi yoktu ki bu benim sık başıma gelen birşeydir. (İnsanlar normalde benim sularımda pek yüzmezler diyebiliriz kısaca:)

Neyse, üniversiteyi İstanbul'da okuyunca eşeleye eşeleye Kadıköy'deki Gerekli Şeyler isimli dükkanı bulmam zor olmadı. Sahibi Özkan bana yeni çıkan serileri önerir, arada anime müzik video cdleri hediye ederdi. O tozlu ve kedilerin işgalindeki dükkanın yeri bende çok ayrıdır. Etraf sürekli mecha peşindeki ergen oğlanlarla dolu olmasına rağmen kimse gözlüklü bir nerd kızın orada olmasını yadırgamazdı.

Sonra gelsin OVA'lar, Evangelion'lar, Fushigi Yugi'ler, Macross Pluss'lar... Çok iddialı konuşuyorum, eğer anime ve mangalar benim hayatıma girmeseydi bunca tuhaflığı nereye kanalize ederdim bilemiyorum.

Mesela siz hiç Vast - "Touched" Kenshin için yapılmış videosunu izlediniz mi? 7 yıldır izliyorum. Hala tüylerim diken diken kalıyorum öyle...


the demi-gods and hungry ghosts
oh god, god knows i'm not at home...

Yıl 2003.. İlk türkçe anime manga dergisi çıktı. Adı "mangAnime". Ben zevkten dört köşe dağları tepeleri aşaraktan derginin ilk sayısını almaya gittim. Dergi kapağı hariç siyah beyaz ama 48 sayfa. Ben ki anime bir çizim ile türkçe harfleri birarada görünce yadırgıyorum. Malum sağdan sola okumaya da alışmışım.. Dergiyi nasıl bağrıma bastım anlatamam.


Maalesef sadece 2 sayısı yayınlandı. Malum sebeplerden devamı gelmedi. Şimdi ise bu 2 sayının kolleksiyon değeri var. Benim gibileri için ise bunlar başka bir dünyaya ait uçak biletleri :)

Friday, July 16, 2010

Perşembe Pazarı Ganimetleri

Anne babamın yazlıkta olduğu her gün Amazon ormanlarında geçirilen bir gün gibi. Ölüm kalım mücadelesi. Acaba kızımız yemek yapabilecek mi? Ertesi gün giyeceği şeyleri ütülemiş midir? Çiçekleri sulamış mıdır? Suladıysa bunu menekşelere doğrudan değil de saksı tabağından su vererek mi yapmıştır? Annemin deliksiz uyuduğundan kuşkuluyum.    Ha haaaa :)

Diğer bir soru da  acaba kızımız günü gereksiz birşeyler almadan bitirmiş olabilir mi? Yok daha neler!

Perşembe günü iş çıkışı koşaraktan Perşembe Pazarına gittim. Çift sarılı yumurta bile aldım :) Akşam yemeğinde sebzeli omlet vardı. Günün catchlerini ise az ama öz oldu...


Cupcake kumaşım. Bundan lezzetli bir pareo veya gömlek olur '_'


Bir bardak fiyatına 4 geyşa.. Bu tatlı bardak sonarıma girdi ve kaçamadı.  Mavisi ve yeşili de vardı. İsteyenler Tansaş'da 2,90-TL'ye bulabilir.

Kızıl Saçlarıma Kurban Olayımmm

Herşey bir püskül görmemle başladı. Bir düğün davetiyesinin ekindeki portakal rengi püskül. O anda kendi kendime işte bu dedim. Kızım aradığın değişiklik bu. 1.5 yıl önceydi galiba. Kumral ben bir anda kızıl ben oldu. Tam anlamıyla filmlerdeki gibi oldu bile diyebiliriz. Gözlüklü kitap kurdu nerd önce gözleri çizdirir, sonra burnunu törpületir (narkoz öncesi vurulan iğneyle kafası güzel olur, hemşire hastabakıcı, ameliyathaneye giderken herkesi öper:) ardından kumral saçlarını kızıla boyatır. Değişim tamamlanmıştır:)

Tembel ben internette Paramore'un solisti HAYLEY WİLLİAMS ve ünlü kızıl saçlarına rastlayınca bunu kendi kızıllığımı kutsamak için bir fırsat olarak değerlendirmeye karar verdim.

İşte benim rengim.. Ve hayır babacım kumral halime dönmeyeceğim. Her ay boyatıp kaşınmaktan morarsamda oskarlar sahiplerini bulalı çok oldu :)


Yazlık model olarak bunu denemeyi cidden düşünüyorum..

Thursday, July 15, 2010

Hava Kapalıysa Havuz Açık Olabilir :)

Geçen haftalarda yaptığım havuz keyinden kareler.. Hava güneşliyken mümkün değil açıkta kalayım. Bu nedenle hem suya girecek kadar sıcak hemde yakmayacak kadar bulutlu bir hava bulunca çocuklar gibi şen oldum. Yüzdüm durdum. Hatta stilimi geliştirecek tiyolar bile aldım. Dirseğini bel hizasından çek, zemine dik inecek şekilde kollarını suya sok. Bla bla..
Numarasını bulmak için bölge bölge Collezione şubelerini telefonla arayıp taciz ettiğim baykuşlu terliklerim :)

Kankamın sevgilisi adını bir türlü hatırlayamadığım yukarıda gördüğünüz içkinin tarifiyle Meksika'dan döndü.(Ben Frida t-shirtü falan istediydim ama nerdeeee) İçki dediğime bakmayın biranın içine limon sıkıp bol buz ekliyorsunuz. Bardak ağzını limon suyu ve tuzla süsleyip yuvarlıyorsunuz. Sıcak havada limonata gibi lıkır lıkır içince de çarpılıveriyorsunuz :)
Kahkecioğlu'nun tuzlu kurabiyelerini görürseniz saldırın ve stok amaçlı 14 kutu alın derim :)

Mangal resimlerini de sonra eklerim artık...

Tembelliğimi Kınıyorum !!!

Son 10 gündür koptum herşeyden. Annemle babam Ayvalık'a yazlığa kaçtılar. İş deseniz herkesler yıllık izine dağıldığı için tempo yavaşladı. Ben de resmen yavaşladım. Canım hiçbirşey yapmak istemiyor. Daha izine çıkıcam ama içimde en ufak bir heyecan veya beklenti yok. Böyle boş kabuk gibi dolaşıyorum ortada. Ben ki sinema delisiyim film bile izleyemiyorum... Kilo alsam da olur almasam da...Spor yapmasam da olur.. Koltukta uyusam da olur yatağa gitsem de. Böyle saçma salak takılıyorum işte. Bloguda boşladım tabe.. Hesionka'nın Japonya maceralarını okuyup twitleri üzerinden memleket havası solumak dışında bilgisayara yaklaşasım bile yoktu. Resim eklerken bile bocaladım :)

Toparlanalım biraz :)

Friday, July 2, 2010

Neon Katy... Go Girl !


Buradaki yazımda Katy Perry'den ve giderek güzelleşen stilinden bahsetmiştim. Hatunumuz bu ay California Soho Grand Hotel'den çıkarken gördüğünüz neon elbiseyle kameraya takılmış. Elbisenin iddialı rengine, makyajına, bilekliğine bakarmısınız. Bence kendine güvenini ve muzip tarzını yansıtan çok hoş bir seçim yapmış:)

Bu resimde ise Katy Paris'de.Cici olmuş.
Son olarak eklemeden geçemeyeceğim. Kendisinin bir gece gezmesinde giydiği ve rüyalarıma kadar girip bana filamingo kovalatan bu bluzü sonunda buldum. Tasarım:Ra Mona La Rue, Fiyat: $198, Alabilecek miyim: Nayır!