Benim animeyle tanışmam TRT'nin yayınladığı Sailormoon (Ay Savaşçısı) denen anime ile başlar. Çocukluğumun her hafta sonunu Walt Disney'in sincapları ve Donald Duck'ı ile geçirdikten sonra (yanlış anlamayın onlar da güzeldi. Hele ki o sincapların kışın mısır patlatmalarını hatırlar mısınız? ^_^) artık benim daha üst bir levele geçmem gerekiyordu. İnternetin de hayatıma girmesiyle arama motorlarında karşıma çıkan animeleri görünce dibim düşmüştü resmen. Etrafımdaki kimsenin ise böyle bir varolma biçiminden haberi yoktu ki bu benim sık başıma gelen birşeydir. (İnsanlar normalde benim sularımda pek yüzmezler diyebiliriz kısaca:)
Neyse, üniversiteyi İstanbul'da okuyunca eşeleye eşeleye Kadıköy'deki Gerekli Şeyler isimli dükkanı bulmam zor olmadı. Sahibi Özkan bana yeni çıkan serileri önerir, arada anime müzik video cdleri hediye ederdi. O tozlu ve kedilerin işgalindeki dükkanın yeri bende çok ayrıdır. Etraf sürekli mecha peşindeki ergen oğlanlarla dolu olmasına rağmen kimse gözlüklü bir nerd kızın orada olmasını yadırgamazdı.
Sonra gelsin OVA'lar, Evangelion'lar, Fushigi Yugi'ler, Macross Pluss'lar... Çok iddialı konuşuyorum, eğer anime ve mangalar benim hayatıma girmeseydi bunca tuhaflığı nereye kanalize ederdim bilemiyorum.
Mesela siz hiç Vast - "Touched" Kenshin için yapılmış videosunu izlediniz mi? 7 yıldır izliyorum. Hala tüylerim diken diken kalıyorum öyle...
the demi-gods and hungry ghosts
oh god, god knows i'm not at home...
Yıl 2003.. İlk türkçe anime manga dergisi çıktı. Adı "mangAnime". Ben zevkten dört köşe dağları tepeleri aşaraktan derginin ilk sayısını almaya gittim. Dergi kapağı hariç siyah beyaz ama 48 sayfa. Ben ki anime bir çizim ile türkçe harfleri birarada görünce yadırgıyorum. Malum sağdan sola okumaya da alışmışım.. Dergiyi nasıl bağrıma bastım anlatamam.
Maalesef sadece 2 sayısı yayınlandı. Malum sebeplerden devamı gelmedi. Şimdi ise bu 2 sayının kolleksiyon değeri var. Benim gibileri için ise bunlar başka bir dünyaya ait uçak biletleri :)
0 comments:
Post a Comment