Kitaplara canlı, duyguları olan varlıklar gibi davranma huyum ben kendimi bildim bilesi sabit. Okumayı söktüğümden beri bulduğum herşeyi okuyorum. Broşürden deterjan kutusuna kadar... Özellikle fantastik, korku, macera, katil kim, romantik komedi, felsefe ne olursa olsun.. Okurken tamamen dış dünyadan kopuyorum. Bunu hayatın 2 boyutlu gerçekliğinden kaçıp toz pembe, dalgalı bir okyanusa balıklama atlamak gibi düşünün. Su altında nefes almak zorunda da değilsiniz hem :)
Çocukluğumla ilgili en hoş anılarımdan biri babamın beni kitap almak için sahaflara götürmesi. O yaşanmışlık, eski kitap kokusu. Tüm arkadaşlarımın annelerinin beni kıyıda köşede sıkıştırıp -"kızım söylesene benim oğlana/kıza o da okusun" demesi. Ya da bilumum ortamlarda kulaklarınızın çınlatılması -"pek bi maşallah çok iyi okuyor kızımız!" (O esnada Gezgin Jack, Diyar'daki korkunç yetimhaneden dünya tatlısı kurtadam arkadaşı Wolf! ile kaçmaya çalışmaktadır:P)
O kadar ki uzun yıllar kitapların arkadaşlığını insanlara tercih ettim. Ortaokuldan beri takılan ve kırılan yığınla gözlük, lens ve sonunda lazer ameliyatı ile gözleri yesyeni yaptırmacaaaa >_< (Herkese de tavsiye ediyorum. Ben 3 sene oldu yaptıralı. Ne bir acı ne bir şikayet. 20 dk. da hayatınız değişiyo)
Mesela bir fantazim var. Okuyupta bayıldığım bir kaç seri var ki (Hary Potter, Anita Blake vs) acaba bir uzman bulsam, kendimi hipnotize ettirsem ve bu kitapları okuduğumu kendime unuttursam, sonra tekrar okusam, aynı hazzı, aynı affallamayı yeniden yaşasam. Memento'daki gibi elimde bir kitap ve not -Bunu oku! bir dost- ile uyansam :)
Bu haftasonu iptal olan dersler ve hava muhalefeti nedeniyle evdeyim. Uyudum-ki değişiklik oldu-sonra kütüphanemi dolaştım. Kitaplarımı elime aldım, yerlerini değiştirdim, okunacak ve yeniden okunacakları hafızaya aldım, aaa sen de mi burdaydın diyerek eski dostları selamladım.
En son aldıklarımdan biri Hesionka'nın önerisiyle heberdar olduğum Grotesk. Birazdan online siparişi verilecekler ise; Zincirlenmiş Narkissos, Aşk ve Gurur ve Zombiler ile Küller Şehri. Lay lay layyyy....
0 comments:
Post a Comment