Yağmuru özledim. Deli misin dışarıda yağmur yağmıyor mu diyeceksiniz. Tamam da ofis penceresinden görünen ile tembel tembel elinizde kahve, pencereye başınızı dayayıp pijamalarınızla izlediğiniz yağmur bir değil ki.. Ben tatil yağmurunu özledim. Arşivde Paris ve yağmur fotoğraflarını görünce duygulandım adeta. Tim Burton Sergisini ararken Eyfel Kulesi'ni gören harika bir manzara ile karşılaşmıştım. Acele ile köşeyi dönüp gördüğüm manzara bam diye yüzüme çarpmış ve soluğumu kesmişti. Üstüne bir de yağmura yakalanınca... Hoşuma gitti :)
Resimdeki Madam tam benim kafadan. Kadını resmen takip ettim bu resmi çekebilmek için. Hatta yol sordum kendisine. Yüzündeki ifade o kadar huzur doluydu ki... Meditasyonunu bozmuş gibi hissettim. Hep söylerim. Yağmurdan keyif alabilen insan hayattan da keyif alabilen insandır.
Yağmur artık şemsiyeyi bile delmeye başlayınca bir kapı eşiğine sığındım. Laetitia ile de orada tanıştık. Defterine çizim yapıyordu. Meğersem benim gitmek istediğim Sinema Müzesi (Tim Burton Sergisi için) şehrin diğer ucuna taşınmış. Laetitia sağolsun bana yardımcı oldu. Arkadaşlarını aradı. Adres buldu, yolu tarif etti.. Pırıl pırıl, güleryüzlü bir kız... Üstelik benim her ay boyatarak elde ettiğim saç rengine doğuştan sahip. Maşallah dedim :)
Ve köşeyi dönüp görülen manzara... Muazzam!
0 comments:
Post a Comment