Gezi parkı direnişi devam ediyor. Eşimizin, dostumuzun, komşumuzun, öğretmenimizin, izlediğimiz dizilerdeki oyuncuların, yarışma sunucularının, futbol stadındaki taraftarın, üniversite rektörlerinin, doktorların, avukatların, baroların, derneklerin, lise öğrencilerinin, çiçeği burnunda annelerin, 8-5 mesai yapan beyaz yakalıların, memurların, basketbolcuların, mankenlerin.. Yani nefes almak isteyen akil insanların tepkisi devam ediyor. (sayamadıklarım alınmasın olur mu...:)
Başbakan halen, oğlum ben kimseyi takmam havasında. İnsanlar öldü, yaralandı. Twitter mesajları nedeniyle gözaltına alındı. TV kanalları şaka gibi. Medyaya güven diye bir şey kalmadı. Belediye başkanlarından uygulanan şiddeti pohpohlayan tivitler okuyoruz. Borsa düştü. Bu insanları görmezden gelen bir zihniyet var. Ve bu zihniyetin karşısında duran barışçıl bir toplum. Gezi parkında yoga yapılıyor, domates ekiliyor, derme çatma bir kütüphane yapılıyor, yemek dağıtılıyor, caz konserleri veriliyor. Herkes birbirinin gözünün içine bakıyor aman bir olay çıkmasın diye. İnsanın buna karşı çıkması için deli olması lazım.
En güzeli de ne biliyor musunuz. İnsanlar hayatı boyunca ötekileştirip, hayat tarzına tehdit olarak gördüğü insanlarla karşılaşıyor orada. Oturup hayat hikayelerini dinliyor. Çok farklı olmadığını farkediyor. Gülümsüyor. Aç mısın diye soruyor. Susadıysan bende fazla bir şişe su var ister misin diyor. Belki de Metro'da yanına oturmayı tercih etmeyeceği insanlarla lokmasını paylaşıyor. Şort mu giymiş, başını mı örtmüş, travesti mi? yüzünde 10 piercing'i mi var, apaçi mi, yumurta topuklu mu bakmıyor. Orada olması yetiyor ona.
Bu nedenle işte bloggerlara çok iş düşüyor. Bu insanların sesini duymayan veya yanlış duyumlar alan insanlara gerçekte ne yaşandığını tarafsız bir şekilde aktarmak için. Provakasyon yapmadan, yapılmasına izin vermeden, anayasal özgürlüklerini kullanma ve koruma haklarına sahip çıkmaları için...
"Ben çok üzülüyorum ama yazsam anlamayacaklar, o nedenle aşk acımdan bahsedeceğim..." "bloga siyaseti karıştırmak istemiyorum yazmıycam" diyen blogger arkadaşlarım... yapmayın güzeller. Pırıl pırıl insanlarsınız. Bloga siyaset karıştırmak değil bu.. HAYATINA SAHİP ÇIKMAK..
0 comments:
Post a Comment