This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

Thursday, September 30, 2010

Kafa Güzelleştiriciler !



Kafanız güzel olsun mu istiyorsunuz? Janine Basil'in taç ve şapkaları ile bir taşla iki kuş gıdıklayabilirsiniz (vurabilirsiniz demiyorum. Kuşları vurmasınlar:P) Hem kafanız güzel olsun hem moraliniz!









Ben bunlardan broş mu yapsam...

Mevsimsel Tripler


Aslında bu postun başlığı Oyyyffff, Öyyyyyyffff, Puuuuuffff falan olacaktı. Hayır Kuzey Avrupa Katalancasına çevirmedim klavyeyi. Sadece canım sıkılıyor. Herkesin açıklaması mevsim değişikliği. Bu beni kesiyor mu? Ne münasebet kesmiyor! Nereye gitsem iç sıkıntımı yanımda götürüyorum. Sürekli parazit yapan radyo istasyonu gibiyim. Yemek yiyemiyorum. Yemek de istemiyorum zaten. Kimsenin derdini çekesim yok. Aklıma birşey geliyor sonra uçurtmanın ipini bırakır gibi bırakıveriyorum düşünceyi. Evden çıkmam bile mucize şu aralar. Aklıma deli deli düşünceler geliyor. Hadi alıp başımı gideyim buralardan diyorum. Nereye gidiyorum? Nereyeee??? ! Y. Lisans derslerim başladı. Ofiste işlerim yoğun. Uppps!

"Allah herkese Moda Blogger'ı neşesi nasip etsin" Bu cümleyi geçenlerde twitter'da okudum. Cidden doğru. Etrafta bir kuşlar, kelebekler lay lay lom durumu kopmuş gidiyor. Cidden kendini öyle hissedenlere bir sözüm yok ama bir de yapay bir neşeyle "-Herşey ne kadannn züper diil miiii? diyenler var ki bana bir efiltidir geliyor bu arkadaşları okuyunca. Diyeceksiniz ki ne var bunda. İnsan bazen gerçek duygular ve samimiyet görmek istiyor. Ben sanırım içinde bulunduğum ruh hali nedeniyle huysuz ve şirret olma hakkımı kullanacağım.
Böyle hisseden bir tek ben miyim cidden?

Şu an kulaklıktan Lois Amstrong Ella Fitzgerald ile şarkı söylüyor. Ahh Lois bu aralar bir tek sen beni mutlu ediyorsun!

Kağıt mı? Kes !

Elsa Mora yada bilinen adıyla Elsita'nın sadece illüstrasyonlarını görmüş ve sevmekle garipsemek arasında kalmıştım. Hatta blogda sağ alt köşede "Yakın İlgiyi Hakendenler" bölümüne yerleştirmiştim. 40 yaşındaki Küba doğumlu bu şeker insan 2008 yılından bu yana papercutting ile ilgilenmeye başlamış. Çok da iyi yapmış. Bu işi kağıt kesme sanatı olarak dilimize çevirebiliriz fakat çoook yetersiz kalır. Yaptıkları bana peri masallarını hatırlattı.





Bu işlerdeki özeni ve sabrı hayal bile edemiyorum. Daha fazlası için Elsita'nın sitesine zıp zıp. Sitede kağıt kesme nasıl yapılıyor pek çok kaynak bulabilirsiniz.

Sunday, September 26, 2010

Ne Giydim Vol.10


Haftasonu bir  son dakika kararı ile herzamankinden daha cesur bir kombin yaptım. Kendimi bu sarı çoraplarla bir çizgi film karakteri gibi hissettim. Üzerimde benekler olsaydı tam bir pop art kızı olabilirdim. Bir dev gelip beni yakasına iğneleseydi pop art bir broş da olabilirdim ! ^_^

Elbise: Sabra
Broş: Ben yaptım
Yüzük: Onu'da ben yaptım
Çorap: Roman
Ayakkabı: İsmini hatırlayamıyorum

Ş&Ş Hesionka ile Buluşursa

Çok güzel bir haftasonu geçirdim paylaşmadan geçemeyeceğim. (Tabi taksiyle İstanbul'un orta yerinde kaybolmamı saymazsak) Cadde'de Hesionka ile buluştuk ve kız kıza biraları devirip biraz dedikodu yaptık. Animelerden old school korku yazarlarına, kedilerden caponlara konu konuyu açtı derken bir baktık saatler geçmiş. İnsanın kafa dengi biriyle vakit geçirmesi ne kadar güzel bir his. Benim kendisiyle  paralel evrende aynı koza içinde kuluçkaya bırakılmış iki tohum olduğumuza dair çılgın bir teorim bile var:))
Kesinlikle Willy Wonka ile akrabalık bağı olduğunu düşündüğüm bu deli kız bana taaa Japonya topraklarından bir de hediye getirmiş. Çukulata şeklindeki bu ayna benim yeni kıymetlim artık...

Friday, September 24, 2010

Giyilebilir Moda _ Jenni Kayne Fall 2010

Evet biliyorum moda rengarenk tüyleri olan bir tavuskuşu gibi. Podyumlarda her sezon yeni isimler fütüristik, açılımcı, siber-punk, hiç görülmemiş yaklaşımlarla patlıyor! Ama ben ara sıra "-Hah işte işe giderken yada kahve içmeye çıkarken bunu giymek istiyorum ! diyeceğim tasarımlar görmek istiyorum. Düğmesine basınca katlanan etek değişik tabi ama işyerinde büyük ihtimalle sorun olur. Ben üstüne çay dökerim, kısa devre yapar, elektrik çarpar falan..:P

Jenni Kayne 28 yaşında ama 2003 yılından beri kendi markası podyumlarda. Çok zengin bir işadamının kızı olup Olsen ikizleriyle yakın arkadaş olmasının katkısı da olmuştur belki. Ben yeni kolleksiyonunun sadeliğini ve şıklığını -giyilebilirliğini-sevdim. Ayakkabılara dikkat!

Tuesday, September 21, 2010

Pop Art Broşlar'a Yeni Sarışın




Bir diğer kaprisli sarışın serimize eklenmiştir. Bu konuda gelen mailler sıklaşmaya başladı ki ben bu durumdan pek bir mesudum ^_^ Çok severek yaptığım bu cicilerin beğenilmesi çok hoşuma gidiyor. Siz de bu bebiklerden istiyorsanız bana ulaşın.
Fiyat: 18-TL

Monday, September 20, 2010

Plastik misin? You're so İnvited !


Ben eskiden beri gözüme hoş görünen herşeyi biriktiririm. Daha ilkokulda evdeki binlerce dergiyi kesip biçer köpükten yapılmış tuvallere iğneleyerek kolajlar yapardım. Bakmak o kadar güzel birşey ki benim için... Baktığım yerde gördüğüm de hoşuma gitmeli, gözümü okşamalı, içimi hoplatmalı... Canlı cansız herşeyde bu böyle. Bu nedenle içinde bulunduğum her ortama peşim sıra birşeyler getiririm. Ofisimde tam karşıma yerleştirdiğim Pieter Bruegel puzzle, masa ve panomdaki yılan, kertenkele ve maymunlar, çizimler, Star Wars Trooper paper doll'um :)

Hal böyle olunca uzakdoğu esintili plastic culture ürünlere de uzak kalamıyorum. Canavarlara bayılıyorum. Anime Action Figure Toys tamamen ayrı bir fetiş konum. Yurdum insanı bu tür minyatür güzellikleri süpriz yumurtalardan çıktığı kadarıyla yaşasa da dışarıda keşfedilecek zilyon km2'lik bir evren var.


Limited Figure'lar sınırlı sayıda üretilip çok yüksek fiyata alıcı buluyor. Kolleksiyoncular onlar için açık arttırmalarda kapışıyor. Ne zaman niyeti bozup bir tane almak istesem kargo bedelinin ürünün fiyatını kat kat aşması moralimi bozuyor.


Bunlara sadece oyuncak diyebilir misiniz? Bir de bunlardan esinlenilerek yapılan başka ürünler var ki tüketim çılgınlığı için bir afrodizyak sayılabilir.

MP3 Player

Ketçap-Hardal Şişeleri

Kendi Süper Kahramanını kendin Boyacılar :)

Gece Lambası. Favorim olur kendisi!

Kocaman oldum biliyorum ama 60 da olsam ben hala kaw kaw kovalayacağım galba ^O_o^