FNO gecesini Nişantaşı ve İstinye arasında mekik dokuyarak diğer blogger arkadaşlarla geçirmek konusunda çok kararlıydım. Bu kararlılık gün ortasında hastalanmam ve köprü trafiği nedeniyle -En azından Cadde'ye gidebilirim'e dönüştü. Sanki Yılbaşı akşamıydı. Sokaklar deli gibi kalabalık. Her 50 m.'de bir dj standı. Elde kadehler, kokteyller... İyi hoş da, yine de bir moda heyecanı, tasarım, ilham, ambiyans arayanlar için hayalkırıklığıydı. Ortam sanki bayram arifesinde vitrin gezen bir kalabalık tarafından işgal altındaydı. Daha dişe dokunur indirimler, workshoplar, eşantiyonlar, tasarımcıların jüri üyeliği yapacağı kendi stilinizi yaratın tarzı yarışmalar hayallerimi süslüyordu aslında. Fazla huysuzlanmamak lazım biliyorum ve seneye daha iyi olacak diyerek konuyu kapatıyorum.
Vogue Kapağı ile fotoğraf çektirme fikri çok hoşuma gitti.
FNO t-shirtleri Cadde'de insanların üzerinde değil mağazaların raflarındaydı. Nişantaşındaki kombinleri düşünürsek Cadde'nin FNO'ya bakışını daha iyi anlayabilirsiniz.
Roman'da ünlülerin seçtiği kombinler sergileniyordu. Geceye özel girişimler daha çok olsaydı keşke.
Loreal standında güzel bir makyaj yaptırdım. Güleryüzlü makyözüme teşekkürler:)
Benetton'un vitrininde canlı mankenler gülücük dağıtırken.
GAP Mağazasında Bedri Baykam'ın balıklı çantaları
Gelelim gecenin tek yüzümü güldüren aksiyonuna. Twitter üzerinden geldin mi, nerdesin, ne giydin girişimleriyle sonunda sevgili Hesionka ile yüz yüze görüşebildik. Ben seviyorum bu hatunu. Resimde göründüğü kadar şeker kendisi. Pop Art elbisesi hemen benim broşlardan birine ev sahibi oldu. Güle güle kullan canımcım ^_^
Fotoğraf makinamın pili bitince imdada Loreathan yetişti. Resimleri Hesi'den alıp sonradan eklerim artık.
İşte böyle. Seneye neler olacak bakalım..
Edit: Hesionka'nın yazısı ve resimler için buyrun buradan yakınız.
0 comments:
Post a Comment