Sunday, November 21, 2010

Kovaladığım Tilkiler ve İlan-ı Aşk

Stres yaptım. Salı günü y.lisans derslerimden birinin sınavı var. Ofiste zilyon tane işim var, gözlerim ağrıyor, ara sıra midem yanıyor.

Şu an Starbucks'ın tekinde oturmuş ders çalışmaya çalışıyorum. Zorla yemek yedirilen bebekler gibi bir görüntü sergiliyorum sanırsam. Hani o kaşığı ağzına sokmamak için kıvranır ya bebeler o mama sandalyesinde. Ben de elimdeki kağıtları okumamak için kıvranıp şekilden şekile giriyorum şu an. Bir post atayım ama önce bir sayfa okuyayım diyorum... Hadi 1,5 saat çalışıp 8:30 seansına Harry Potter'ın yeni filmine gideyim diyorum (mükafat olarak) Yok olmuyor...

Tüm yeni broşları ve siparişleri tamamladım. Yarın kargoluyorum. Onları da getirdim yanımda. Çıkardım karşıya koydum. Diktim hepsini ayağa... Bana dik dik bakmaktalar. Bakmayın çocuklar.

Kuaförüme gidip saçımın rengini açık açık açık kızıl yapayım dedim. Yok kendisinin mangala gidesi gelmiş. O da tutmadı...

Olsun ya derdimiz bu olsun dimi. Hayatım boyunca hep okul, sınav, pok püsür diye diye kendimi yedim. Artık işi biraz oluruna bırakmak istiyorum. Yaşlandım ben bu işler için..

Neyse boşverin ben diyorum ki saçları şöyle açtırayım. Güzel olur. Sonra pantolan askısı, oxfordlar, dar beyaz gömlek ve devasa siyah bir kurdele ile kombin yapayım. Saçları da tek bir örgüyle yandan omza atıp hafta sonu aldığım Oliver Twist beremi takayım. Mis :)

Zaten şu aralar bana bi haller oldu. Kendimden acayip memnunum. Akıllıyım, güzelim, başarılıyım, eğitimliyim, yetenekliyim, eğlenceliyim. Yıllarca aman başkası parlasın diye kendi ışığımı kısmaktan, kimse kırılmasın diye olayları hep iyi yanından algılamaya çalışmaktan yorulmuşum.  Kimse kusura bakmasın ama 30 yıllık mütevazilikten sonra kendime olan aşkımı ilan ediyorum artık !


İşte Arzulanan Renk.. (İç Çekme)
Ups saat 19:41 Harry bekle beni! Geliyorum...

0 comments:

Post a Comment