Her işte bir hayır vardır diyenler haklı galiba. Ben acayip sakar biriyim. Sigara dumanına bile ayağım takılıp düşebilirim. Az önce de büyük bir zerafetle! yatağımın dibindeki İkea lambama dizimle çarpıverdim ! Atacak değilim ya. Kırık şeyler çöp değildir. Sadece yeniden doğmayı bekleyen küçük fikirler bütünüdür. Bu post, küçük fikirlerin benim gibi mütevazı bir coğrafyada yarattığı coşkuyu yansıtmaya çalışacaktır..:)
Hikayemiz Eminönü vapurunda başlar. Yaratıcı Tasarımlar'ın Pelister'i ile kendimizi alakasız harikalar diyarı Eminönü'ne attık... Vapurda da şımardık cömertçe..
Bu İngiliz asilzadesi keltoşu 7-TL'ye aldım. İngiliz aksanına ailecek hastayız:)
Kısa sürede kaynaştık. Kah romantizm doruklardaydı...
Kah karşılıklı restleşmemiz gerekti...
Bu resmin konuyla alakası yok :)
Lambayı kırınca içindeki ampulü ve metal iskeletini çıkardım...
... ve mankenin içine yerleştirdim. (Altı delik zaten)... Herhangi bir yapıştırıcı vs kullanmadım. Isınırsa alev alır mı diyorum ama uzun süredir yanıyor. Bir ısınma yok.
Çok basit değil mi? Lambanızın kırılmasını beklemek zorunda kalmadan da yapabilirsiniz :) Eskisinden bile iyi oldu. Yatmadan önce yanağından bir iyi geceler makası alayım bari..:)