This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

Monday, December 16, 2013

Marsilya'da bir Pastane

 
Elbette kendi ülkemizin mutfağının hamur işinden, tatlıdan yana aşağı kalır yanı yok.. Yine de Fransa'da içeri girdiğim her pastanenin bana Alice Harikalar Diyarında heyecanı yaşatmasının önüne geçemiyorum. Herşeyi koklamak, herşeyden yemek, alacağım kilonun, içine giremeyeceğim jeanlerin hesabını yapmadan, kamikaze misali tezgahlara düşmek! istiyorum... İşte benim yemek yeme anlayışım ve işte size Marsilya'da harika bir adres:
 LA JOCONDE
32 bd Athènes, 13001 MARSEILLE
 
 Muzlu, çukulatalı... :)







İşin tuhafı ben tatlıyı pek sevmem.. İşte böyle bir durumdayım :)

Tuesday, December 10, 2013

Marsilya 1. Gün

Yine kayıplardayım bu aralar. Tatilden döner dönmez annemin ameliyatları ile ofis işleri arasında bir pozisyon almam gerektiği için blogu boşladım maalesef. Yarın bir eğitim vermek için şehir dışındayım ve annem de giderek iyileşiyor. Fırsattan istifade edip 10 günlük tatilimin 1. günü olan Marsilya'dan başlayayım yazmaya...
 
Gitmeden önce yok liman şehri çok başıboş zenci var, yok çantanıza dikkat edin diye tonla uyarı okudum ama inanın ki Marsilya'da dolaşmak İstanbul'da Eminönü'de dolaşmaktan daha güvenli. Küçücük bir havalimanından yüzlerce tekneyle dolu marinasına geçip sahildeki publarda bir vişne birası içiverin :)


Marsilya'da çok kısa bir süre kalsam da gördüğüm vitrinleri beğendim. Mesela yukarıdaki resimde adam tabiri caizse ampul satıyor ama vitrinde devasa bir X-Men posteri var. Aydınlanma diye buna derim !

 
Borsa oyunundan dekor... Ay bu varyemez amca bir de el sallıyordu. Çok şirindi.
 
 
Kötü fotoğraf... Çok gozel ayakkabı...
 



Nutellalı krep. Bir fransız sokak klasiği.


 
 
Çok hoş sanat galeri gezebilirsiniz Marsilya'da.
Mesela Galerie du Pharos
28 place aux Huiles
Cours Estienne d’Orves
13001 Marseille





 
Halloween'e bir gün kala heryerde parti afişleri vardı. Şair ne güzel çizmiş.
 
 
Marsilya'da bir gün işte böyle hızlı hızlı dolaşarak geçti. Fazlasıyla da yetti. Şimdi trene binip 30 dk mesafedeki Aix en Provence'ye geçiyoruz.
 
Bir sonraki postta Provence öncesi Marsilya'da bir pastane önereceğim size... Ardından ver elini Aix!

Tuesday, November 26, 2013

Dövme Mevsimi

 
Dövme yaptırmak istiyorum. Ama öyle küçük bir şey yerine birbirini konsept olarak tamamlayan bir dövmeler bütünü olsun... Kawai olsun... Kafamdaki evcil canavarlarıma bir selam olsun.. Şirin bir ambalajdaki siyanür, tatlı bir cupcake'deki vampir dişleri gibi beklenmedik ve tuhaf olsun...Çizgileriyle insanın gözünü yakalasın, oltadaki balık gibi bırakmasın... Kısaca ben olsun :)
 
Arayışlarım sürüyor. Hellosmellytrees gibi tasarım adreslerinde dolanıyorum. Elbet bir gün kendimi bir çizgide bulurum diye. İnsan kendini ilk görüşte tanır. Değil mi?



Wednesday, November 13, 2013

Stromae.. Kimsin Sen ?

Kaybolmuştum ama bulundum...:)
 
10 günlük uzun bir tatil yaptım. Marsilya, Aix En Provance, Nice ve Barcelona... Anlatacak çok şey, paylaşacak daha da çok fotoğrafım var. Tabi ki yeni bit pazarları buldum, çizgi roman dükkanlarında yerlere çöküp indirim reyonlarını talan ettim, yeni yemekler denedim, Catalunya şampanyasıyla çakırkeyif oldum. Gezdikçe bacaklarım ağrıdı ama bir o kadar da  kalbim ısındı..:)
 
Fakat önce bir dakikanızı alıp seyahat postlarına başlamadan önce sizi biriyle tanıştırmam lazım.
 
 
Nice'de otel odasında olduğum nadir zamanlarda müzik kanallarında bu klibe rastladım. Kara kuru, zayıf bir adam. Belli ki akşamdan kalma ve hala sarhoş.. Ayakta duramıyor. Metro istasyonunda sağa sola laf atıyor, yalpalıyor, şarkı söylüyor... İlk şoku aa şarkıyı cidden bu adam söylüyor diyerek yaşadım. Dinledikçe de parçaya bayıldım! Klibi bir izleyin de öyle konuşalım..:)


Adı Stromae.. Şarkının adı Formidable (Wonderful). Sevgilisinden dün gece ayrılmış bir adamın perişan ama içten söylenmeleri.. O kadar güzel söylüyor ki bir süre sonra cidden acayip sempatik buluyorsunuz kendisini. Stromae'yi aslında Alors on Danse isimli parçayla tanıyoruz. Ki bu parçayı her duyduğumda radyo kanalını değiştirdim tüm yaz! İşe bak sen! 

Klip gizli kamera ile çekildiği için etraftaki yolcular adamı cidden sarhoş zannetmiş. Tanıyanlar bol bol resim çekmiş. Tabloid gazeteler sarhoş yakaladık diye haber yapmış. Olaya müdehaleye gelen polisin -Ben sizin hayranınızım. Zor bir gece geçirdiniz galiba, eve bırakalım mı, yardım lazım mı diye güler yüzlü tavrına resmen hasta oldum. Malum bizde itiş kakış gani olurdu..
 
Bunu dinledikten sonra bir de Papaoutai parçasının klibini izleyin. Stromae'nin neden farklı olduğunu daha iyi göreceksiniz. Çatlak bu çocuk? Ve çok şirin :)
 
 
Abartıyor muyum dersiniz?
 

Saturday, October 26, 2013

Boya Beni Yavrum!



Şu resimdeki renk ve neşeye bakar mısınız. Biraz deli/agresif/zor/eğlenceli! Herşeyiyle ben sanki :)  
 
Fotoğrafın Adı: Colour me Kelley
Fotoğraf: Harmony Nicholas 
Model: Sabina Kelley
 
Tişosunu Ali Express'de görüp buradaki yazımda bahsetmiştim. Gerçek bir resimden kopyalandığını bilmeden vurulmuştum kendisine! Tembellik edip almamıştım. Resmi görünce aşkım depreşti, satın aldım online (10 dolerrr). 20 günde anca gelir.  Beyaz kollarım hazır seni bekliyor olacağım sevgili tişom. Boya beni Kelley! :)


Monday, October 21, 2013

Beyoğlu 7. Sahaf Festivali

Kendi çapında, sessiz sedasız büyüyüp olgunlaşan bir kitap festivali var İstanbul'da. Bu sene 7. yapılan Beyoğlu Sahaf Festivali giderek büyüyor ve güzelleşiyor. Benim gibi çocukluğu sahaflarda toz koklayarak ve eskiyi sevmeyi öğrenerek geçen biri için bulunmaz nimet.
 
Bayram tatiline denk geldiği için ucu ucuna yetişebildiğim ve hafif çiseleyen yağmurda sadece 2 saat :( geçirebildiğim bu kitap cennetini gelecek sene kesinlikle gidilecekler listesine alıyorum ve ilginç bulduğum  bazı vintage kitap kapaklarıyla sizi başbaşa bırakıyorum. 
 
There is a modest book festival which grows quietly and unobstrusively in İstanbul. 7th Beyoğlu Bouquiniste Festival  has been held last week and it was a golden opportunity for some like me who grows up between dusty shelves in second hand bookshops.
 
I could only spend 2 hours in the festival area under light drizzly rain but definitely added my next year's to do list. Here is some vintage book covers I captured from the festival.
 
 
Aldıklarım arasında bol bol çizgi roman, Türkiye'de çıkarılan ilk türkçe anime dergisi olan AnimeManga'nın bir sayısı (hediye gidecek:) ve Giovanni Scognamillo'nun "Canavarlar Yaratıklar Manyaklar" ! isimli kitabı var. Bu kitap 2006 tarihli ve sadece 2.000 adet basılmış. Fiyatları gayet makuldü.
 
I have bought lots of comics,  an issue of first turkish anime magazine "AnimeManga" (as a gift:) and Giovanni Scognamillo's book "Monsters Beasts and Maniacs". This book is published in 2006 and there are only 2.000 copies. Price was very reasonable.
 
 
Sonuç olarak kitapları seviyorsanız kesinlikle gidilesi bir festival.
 
Last of all, I highly recommend this festival if you are interested in books.

Saturday, October 12, 2013

Kukula Ne Ola ?

Harika bir sanatçı/hayalperest/illustratör/kadın.. Kıskanılacak bir yetenek.. İşte Kukula aynı anda bunların hepsi..
 
A wonderful artist/dreamer/illustrator/woman... an enviable talent.. Kukula is all of them at the same time..
 
Bence Kukula'nın çekiciliği; güzelliğin, masumiyetin, porselen ciltlerin ve lüleli saçların, acımasız ve ürpertici bir resimde çok başarılı bir şekilde bir araya gelmesinde saklı. Artist Tel Aviv'de doğmuş. Büyüdüğü mahallede etrafında soykırımdan kurtulan pek çok komşusu varmış. Çocukluk yılları 2. Dünya Savaşı hikayeleri dinleyerek geçmiş. Resimlerindeki syberpunk-barok psikolatlık bundan kaynaklanıyor yani...
 
Şirinlik tehlikeli şey yahu ! :)
 
A wonderful artist/dreamer/illustrator/woman... an enviable talent.. Kukula is all of them at the same time..
 
I think Kukula's beauty comes from the mix of charm, beauty, innocence, porcelain skins and curles with cruel and creepy in the same picture. She was born in Tel Aviv. Some of her neighbors were holocaust survivers and she had listened World World II stories while growing up. That cyberpunk/baroq psychopaty in her works comes from that memories..
 
Cuteness is something dangerous ! :)
 
 
 
 
Harika detaylar... Bacaklardaki şu zerafete bakar mısınız!
Wonderful details... Look at this elegance on these legs..
 

Bu ay Amsterdam'da olan biri yukarıdaki AmsterdamEnjoy dergisinden alıp bana gönderebilir mi acaba? Bu sayıda Kukula'nın 12 çizimi var ve şehrin çeşitli yerlerinde ücretsiz dağıtılıyor! (Biz de olsa bunu müstehcen bulacak bir politikacı muhakkak çıkardı değil mi?! TV sunucularının dekoltesine karışmak ülkemizdeki bazı politikacıların iş tanımında var! Ne zeka ama!)
 
Could someone in Amsterdam please send this month's issue of AmstersamEnjoy Magazine to me? It includes 12 drawings of Kukula and free of charge all around the town! (If they would publish it in Turkey I am sure there would be a politician who will found this obscene! Because this is a part of their job description! What a genious!)