Yine kayıplardayım bu aralar. Tatilden döner dönmez annemin ameliyatları ile ofis işleri arasında bir pozisyon almam gerektiği için blogu boşladım maalesef. Yarın bir eğitim vermek için şehir dışındayım ve annem de giderek iyileşiyor. Fırsattan istifade edip 10 günlük tatilimin 1. günü olan Marsilya'dan başlayayım yazmaya...
Gitmeden önce yok liman şehri çok başıboş zenci var, yok çantanıza dikkat edin diye tonla uyarı okudum ama inanın ki Marsilya'da dolaşmak İstanbul'da Eminönü'de dolaşmaktan daha güvenli. Küçücük bir havalimanından yüzlerce tekneyle dolu marinasına geçip sahildeki publarda bir vişne birası içiverin :)
Marsilya'da çok kısa bir süre kalsam da gördüğüm vitrinleri beğendim. Mesela yukarıdaki resimde adam tabiri caizse ampul satıyor ama vitrinde devasa bir X-Men posteri var. Aydınlanma diye buna derim !
Borsa oyunundan dekor... Ay bu varyemez amca bir de el sallıyordu. Çok şirindi.
Kötü fotoğraf... Çok gozel ayakkabı...
Nutellalı krep. Bir fransız sokak klasiği.
Çok hoş sanat galeri gezebilirsiniz Marsilya'da.
Mesela Galerie du Pharos
28 place aux Huiles
Cours Estienne d’Orves
13001 Marseille
Cours Estienne d’Orves
13001 Marseille
Halloween'e bir gün kala heryerde parti afişleri vardı. Şair ne güzel çizmiş.
Marsilya'da bir gün işte böyle hızlı hızlı dolaşarak geçti. Fazlasıyla da yetti. Şimdi trene binip 30 dk mesafedeki Aix en Provence'ye geçiyoruz.
Bir sonraki postta Provence öncesi Marsilya'da bir pastane önereceğim size... Ardından ver elini Aix!
0 comments:
Post a Comment