Sunday, April 17, 2011

Paris Bit Pazarları-1

Paris hakkında en çok sevdiğim yerinden başlıyorum anlatmaya. Bit pazarlarından. İlk olarak bit pazarı ile kastettiğim eski, küflü şeyler, kırık radyolar falan değil. Paris'in biti bile sanat, tarih ve estetikten ibaret olduğu için insan kendini cennette hissediyor.


İlk olarak Puces de Vanves'den bahsedelim. Burası Paris'in güneyinde haftanın sadece 3 günü (c.tesi, pazar, p.tesi) öğlene kadar açılan bir sokak pazarı. Doğrudan metro ile ulaşabilirsiniz. Metro çıkışından ilerleyin hemen sokağın girişinde çiçekçileri, ufak tefek japon ıvır zıvırları ve yiyecek satıcıları göreceksiniz. Sakın pazar burası diye yanılmayın. İlerlemeye devam edin. Yolun karşısına geçip 3. aradan sağa girdiğinizde pazarın tam orta yerine çıkacaksınız zaten. (Biz ters yola girip kaybolduk, sonra waffle yapan bir amcaya yolu sorduk. Tüm güleryüzüyle Big Bazarrrr diye bize yolu tarif etti. Adama jet'aime dedim ya:) Biz gülüp uzaklaşırken gözlerime iltifat ediyordu hala. Genci yaşlısı Fransız erkekleri tam bir centilmen. Bu konuya daha sonra tekrar geliriz.) Öncelikte pazarın girişinde bizi hayalkırıklığına uğratan, aaa burası mıymış dedirten kısmı göstereyim size.

Bu tatlı bayan bu resmi çektikten sonra beni farketti ve bana çok güzel bir gülümseme bahşetti. Fakat kaçırdım. Çekemedim resmini.

Burada da tabiki tokidoki buldum...
Gelelim asıl bit pazarına...
                                                                George ile tanışın :)

 

Puces de Vanves'da ihtiyacınız olacak bir kaç ipucu:

1- En iyisi erken gidin. Kalabalığa kalmayın. En güzel şeyler seçilmeden..
2- Yanınızda büyük bir çanta, sırt çantası ve gazete kağıdı olsun. Bardak, kutu, tabak, seramik bir şey aldığınızda kırılmasın diye sarmanız gerekecek. Satıcılar sadece torbaya koyuyor.
3-Görüp beğendiğiniz şeyler 10 dk sonra yerinde olmayabilir. Dönüşte bakarım derseniz ağlarsınız. Ben 5 Euro'luk bir vintage çanta ile postun ilk resmi scary manken için hala yas tutuyorum.
4-Mutlaka pazarlık yapın. 10 Euro'luk bir kutuyu 2 Euro'ya alabilirsiniz. Çok beğenseniz bile biraz burun kıvırın. Hatta bırakıp gidiyormuş gibi yapın. Arkanızdan seslenip fiyatı düşüreceklerdir :) Ya da ben buna sadece bu kadar verebilirim diyin. Birkaç euro cebinizde kalsın:) 
5-Cümleye bir gülümseme ve -Bonjour ! ile başlamak artı puan.
6-Kutuları kurcalayın. Çok alakasız yığınların dibinden neler çıkıyor neler!
7-Eski fransız gazte ve mecmuaları, çizimler ve resimler alacaksanız muhafaza etmek için bir dosya veya arasında koymak için dergi bulundurun. Buruşup katlanmasın yazık:)

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Daha size aldıklarımı göstermedim. Onlar da bir sonraki posta kalsın.

0 comments:

Post a Comment