Melaba beni hatırladınız mı?
Hani çok konuşup çok düşünen sürekli birşeylerden şikayet edip küçük şeylerle mutlu olan blog sahibi.
Bir blog sahibi olmak kedi sahibi olmak gibi galiba. Yeterince mama ve suyla evde bırakıp gidersiniz. Dönüşünüzde kedi ve ev yerindedir. Ama yastıklar cırmalanmıştır içine yatasınız gelmez, evde tuhaf bir koku vardır, havalandırırsınız geçmez... Kediyi okşamak istersiniz. Evde biryerdedir ama yanınıza yaklaşmaz. Ev de kedi de sizindir ama bir an yabancı hissedersiniz kendinizi. -aA benim anahtarım bu kapıyı açtı şaşkınlığıyla salonda, halıya çıplak ayak basıp etrafı dinlersiniz.
İşte uzun süredir doğru dürüst bir post atmayınca böyle nankör ve yabancı hissettim kendimi.
Başlıkta bahsettiğim yanık kokusu benden geliyor. Y.lisans sınavlarım var. Kiloyla stres üretiyorum. Doktor boyun düzleşmesi var sende dedi. Bu gidişle biraz daha kurcalarsam boynumu Exorcist filmindeki gibi 360 derece çevirebileceğim galiba.
Şu an 10 saatlik mesai ardından Starbucks'a gelmiş ders çalışıyorum. Seviyorum burayı. Kahve kokusu yanında arka planda Carmen-Bizet çalıyor. Hele ki çalışanlara bayılıyorum. Güleryüzlüler, herkese adıyla hitap ediyorlar. Nedense burada çalışmak bana dokunmuyor.
Üstelik deli güzel bir "Marilyn Offers" çiziktirmişler. Bayıldım :)
Söylemeden geçemeyeceğim. Starbucks'da kahve değirmeninin (yada başka birşey aman ne biliim tam nedir?) çalışırken çıkardığı tuhaf bir ses var. Doctor Who'da Tardis'in zamanda ve mekanda atlama yapmadan önce çıkardığı sesin tıpkısının aynısı. Valla... Ben bu sesi 10 dk'da bir duyuyorum. İşin tuhafı duydukça da beni bir rahatlamadır alıyor. Hayal aleminde yaşamak da bir yere kadar...
Buralar kar altında. Karı severiz...Bu kış kardan ayı yapamadım. 6-10 yaş arası katılımcı arıyorum.
Bu da Ebay'den alacağım kol düğmelerim. 4 saat içinde açık arttırması sona eriyor. Tabi bu 4 saati ders çalışarak geçireceğim. Lovely :P
Daha eğlenceli şeyler yazmak için altyapım zayıf şu aralar. İdare edin beni olur mu..
0 comments:
Post a Comment