Snowboard konusunda acemiden biraz halliceyim. Arayı epey açtım. Cumartesi günübirlik Uludağ'a gitme fırsatını bulunca da tamam dedim. Vıj vıj karlarda asi bir snowboard tavşanı gibi zıplamak için o gün bugündür.
Ben böyle bir kar görmedim. 5 metre ötesini göremiyorum, sis var. Rüzgar ve tipi yüzünden telesiyejler kapandı.(Bana pek bir faydası olmadı zaten. Oturmalı olmayan telesiyejleri beceremiyorum) Elimde board inat ettim tepeye yürüyerek çıktım.
İşte tepeye vardığım ve "Burada ne işim var? Ben kafayı mı yedim?!" dediğim an! Robocop gibi giyinmişim. Kan ter içindeyim. Daha kaymamışım. Sağımda oturan bir kız daha var. İkimizin de elimizde cep telefonları, karın ortasında sisler içinde iki mağrur ejdarha prensesi edasıyla sosyal medyada ciritler atıyoruz. (a.k.a. sürünüyoruz)
Biraz soluklanıp hadi bakalım dedim. 6 yaşındaki veletler ana karnından kayakla çıkmış gibi etrafımda uçuşuyor. Ben ise aman düşmeyelim diye zigzaglar çizmekteyim. 4 gündür devam eden boyun ağrılarım olduğu için (klasik boyun düzleşmesi) düşersem sonuçları epey bir ciddi ola..... derken düşüyorum tabiki. Bu noktada cidden tırstım diyelim :)
Sonra ne yaptığımı söyleyeyim.. Usulu uslu gittim boardumu verdim. Otelin lobisine çıktım. Kendime güzel bir spa paketi satın aldım. Sauna, haham, köpük ve kese, yüz maskesi, 45 dakika aromatik masaj, jakuzi, sıcak havuz, elma çayı... Pembe beyaz bir halde geri döndüm. Dönüşte otobüste içim geçmiş...:)
Sonuç: Kil maskesi bana çok yakıştı!:P
0 comments:
Post a Comment