Ben aslında hiç kendini beğenmiş bir insan değildim. Uzun yıllar boyunca burnumdaki kemiğe takmış, yok gözlüktü, yok profil vermeme taklalarıydı derken kronik kompleksler edinmiştim. Mesela çok beyazdım. (Hala beyazım) Lise döneminde kendimi vampir kitaplarına vurmuş, Dean R. Koontz'un bir kitabından okuduğum cümleyi kendime özet seçmiştim. Kitapta talihsiz bir adam karla kaplı bir gecede ormanda küçük bir kız çocuğu ile karşılaşıyordu. Kıza, üşümüyor musun, ailen nerede diye sorduğunda bir anda halin vehametini! kavrayıp durumu şu iki cümleyle özetliyordu. - "Adamslar'ın kızı sekiz yaşındaydı ve sonsuz geceler boyunca hep sekiz yaşında kalacaktı. Küçük kızın teni bir ilk çağ mezarının üzerindeki toz kadar beyazdı..."
Uzun yıllar boyunca yaz aylarında dahi çorapsız gezemedim. Çünkü ayaklarım çok büyük gözükürdü gözüme. Üstelik çorapların beyaz olması şarttı. Siyah çorap kabustu benim için! Çorapla sandalet giyilemediğinden uzun süre parmacıklar güneş yüzü zor gördü..
Zıplaya zıplaya yürürüm. Bıdı bıdı çok konuşurum.
Ha bir de adına hayalgücü denilen ve zamana zaman vurup kaçıp beni yoklamayı seven bir rahatsızlıktan muzdaribim :)
Gelelim bugüne. Burun bir estetik operasyon ile uçuruldu. Bozuk gözler çizdirildi.. Değiştirebildiğim şeyleri değiştirdim. Olduğum gibi kendimi sevemediysem, seveceğim şekilde kalıbı değiştirdim:)
Ayacıklarım 38 numara. Ve topuklu ayakkabılarla onları sürekli şımartıyorum. Ve evet hala zıplıya zıplaya yürüyorum ( Hatta bu sabah komşum işe giderken kapıyı açıp -"biraz sessiz inermisiniz" dedi.. Peki dedim :)
Hala beyazım. Ama bu güzel birşey olmaya başladı. Yurdumun %50'si kumral geri kalan % 40'ı esmerken varsın ben beyaz olayım..(Hem belki Anita Blake'in kuğu insanlarından birisiyimdir :))
Hayalgücüme uçak bileti muamelesi yapabiliyorum. Hala bıdı bıdı çok konuşuyorum. Söyleyecek şeyi olmayan bir insan olmaktansa bunu tercih ediyorum..
Şanslı biriyim. Tek sorunum ara sıra bunu unutuyorum. Haftasonu Yaratıcı Tasarımlar'ın Peloş'u yeni aldığı oyuncağıyla resimlerimi çekti. (Sabahın köründe hadi hadi diye çektirdim desem daha doğru) Sonuç: göz rengime aşığım...
Bu kafa bende lisede olsaydı şimdi ne alemlerde olurdum merak ediyorum.. En acımasız körlük insanın kendine karşı yaşadığı olmalı... Çok gereksiz , çok saçma ...
Böyle yazınca kendimi yılbaşı ağacı gibi hissettim... Neyse siz benm ne demek istediğimi anlamışsınızdır :)
0 comments:
Post a Comment